Eyüp Fenerbahçeliler Derneği Fenerbahçe
18 Ekim 2025

Başkanımız Sadettin Saran, önemli açıklamalarda bulundu.

Eyüp Fenerbahçeliler Derneği Fenerbahçe

Başkanımız Sadettin Saran, Faruk Ilgaz Tesislerimizde düzenlenen Yüksek Divan Kurulu Ekim Ayı Olağan Toplantımızda önemli açıklamalarda bulundu. Başkanımızın açıklamaları şöyle;
 
“Saygıdeğer Yüksek Divan Kurulu Başkanım, değerli Divan Üyeleri, kıymetli Fenerbahçeliler, değerli Başkanlarımız Sayın Ali Koç, Sayın Aziz Yıldırım…
 
Bugün görevi devraldıktan sonra katıldığım ilk Yüksek Divan Kurulu Toplantısı. Sizlerle birlikte olmaktan dolayı büyük heyecan duyuyorum. Biraz da heyecan var.
 
Bu görevi bana layık gören tüm Kongre Üyelerimize teşekkür ederim. Bu sorumluluk, hem gurur hem de büyük bir yük demektir. Görevi devraldığım Sayın Ali Başkan’a ve değerli ekibine bir kez daha teşekkür ederim.
 
Hep söylediğim gibi, çok güzel, saygılı ve örnek bir devir süreci yaşadık. Fenerbahçe’ye hizmet eden herkese duyduğum saygıyı bu vesileyle bir kez daha ifade etmek isterim.
 
BİZİM ARTIK BİRBİRİMİZİ SUÇLAMAYA DEĞİL, BİRBİRİMİZİ ANLAMAYA İHTİYACIMIZ VAR
 
Bugün burada, Fenerbahçe’nin geleceğini konuşmak için bir aradayız ama görüyorum ki, hâlâ geçmişin tartışmalarında takılı kalıyoruz. Ben artık şunu çok net söylüyorum: Bu tartışmalar Fenerbahçe’ye yakışmıyor. Bizim artık birbirimizi suçlamaya değil, birbirimizi anlamaya ihtiyacımız var. Ne Sayın Ali Koç Başkan’ı, ne Aziz Başkan’ı, ne de bir diğerini hedef alan söylemler bu kulübü bir adım ileri taşımaz.
 
BEN BURADAYIM, KAPIMIZ HERKESE AÇIK
 
Fenerbahçe’nin kurtuluşu ancak birlikte akıl yürütmek, birlikte çözüm üretmek ile mümkün.
 
Sayın Aziz Yıldırım keşke gitmeseydi, keşke burada olsaydı şu an. Sayın Yıldırım çağrım size çok açık: Lütfen gelin, kulübe gelin. Tüm belgeler, tüm projeler, tüm sözleşmeler orada. Hangi anlaşma hangi koşulla yapılmış, hangi proje hangi aşamada hepsi önünüzde. Soru işaretleriniz varsa, bunları masada birlikte giderelim. Gerçekleri konuşalım ama birbirimizi yıpratmadan.
 
Fenerbahçe, tartışmayla değil; şeffaflık, dayanışma ve güvenle büyür. Ben buradayım, kapımız herkese açık. Kimsenin sesi kısılmayacak, kimsenin sorusu cevapsız kalmayacak. Ama artık enerjimizi birbirimizle uğraşmaya değil, Fenerbahçe’yi ileri taşımaya harcamalıyız.
 
GURUR YAŞATAN FENERBAHÇE BEKO ERKEK BASKETBOL VE FENERBAHÇE MEDICANA KADIN VOLEYBOL TAKIMLARIMIZI GÖNÜLDEN KUTLUYORUM
 
Mazbatamızı aldıktan hemen sonra yoğun bir sürecin içine girdik. Bir yandan mevcut tabloyu tüm açıklığıyla ortaya koyarken, bir yandan da çözüm yollarını üretmeye başladık.
 
Bugün, mevcut tabloyu ve önümüzdeki dönemi samimiyetle paylaşmak istiyorum. Öncelikle; göreve geldikten kısa bir süre sonra bizlere büyük bir mutluluk ve gurur yaşatan Fenerbahçe Beko Erkek Basketbol ve Fenerbahçe Medicana Kadın Voleybol takımlarımızı gönülden kutluyorum.
 
Fenerbahçe Beko’nun 38. Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı, Kadın Voleybol Takımımızın ise AXA Sigorta Şampiyonlar Kupası’nı kazanması, hepimize büyük bir sevinç ve umut verdi.
 
Bu başarılar, Fenerbahçe’nin her branşta zirveye oynayan bir kulüp olduğunun en güzel göstergesidir. Koçlarımızı, teknik ekipleri ve sporcularımızı yürekten tebrik ediyorum. Bu başarılar bizim için hem moral hem de güçlü bir motivasyon oldu.
 
FENERBAHÇE’NİN POTANSİYELİ, BUGÜN GÖRÜNENİN ÇOK ÖTESİNDEDİR
 
Hedefimiz, yarıştığımız her kulvarda Fenerbahçemizin adını yalnızca Türkiye’de değil, Avrupa’da ve dünyada başarı, güven ve istikrarla anılan bir marka haline getirmektir.
 
Henüz yolun çok başındayız ama şunu çok net görüyoruz: Fenerbahçe’nin potansiyeli, bugün görünenin çok ötesindedir. Şimdi aynı istikrarı, aynı aidiyeti Futbol Takımımızda da tesis etmek zorundayız.
 
FENERBAHÇE’NİN GELECEĞİ İÇİN SÖZ VERİYORSAK, O SÖZÜ TUTACAĞIZ
 
Bu göreve talip olurken tek bir hedefimiz vardı: Fenerbahçe’nin yıllardır hak ettiği şampiyonluğu yeniden kazanmak ve bu başarıyı kalıcı hale getirmek.
 
Seçim sürecinde hep söyledim: Fenerbahçe’nin geleceği için söz veriyorsak, o sözü tutacağız. Mazbatamızı aldıktan sonra da tam olarak bunu yapmaya başladık. Ben ve Yönetim Kurulu Üyesi arkadaşlarım hiç vakit kaybetmeden çalışmalara başladık. Kulübün tüm alanlarında durum tespitimizi yaptık.
 
Her bir arkadaşım, kendi sorumluluk alanındaki profesyonellerle bir araya geliyor, süreçlere hâkim oluyor. Şube sorumluluklarımızı netleştirdik, iletişim kanallarımızı güçlendirdik. Bizler, seçim döneminde verdiğimiz tüm vaatleri hızlı ve eksiksiz biçimde hayata geçirmeye çalışıyoruz.
 
BİZ BU GÖREVİ SADECE YÖNETMEK İÇİN DEĞİL, DOĞRU YÖNETMEK İÇİN ÜSTLENDİK
 
Bugün itibarıyla kulübün her bir biriminde planlı, organize ve şeffaf bir şekilde yol alıyoruz çünkü biz bu görevi sadece yönetmek için değil, doğru yönetmek için üstlendik. Her gün Fenerbahçemizin geleceğini sağlam temellere oturtmak için çalışıyoruz ve biliyorum ki bu çabanın karşılığı, camiamızın güveniyle güçlenecek.
 
BU EMEĞİN EN GÖRÜNÜR KARŞILIĞI FUTBOLDA ALINACAK SONUÇLARDIR
 
Her şey planlı, organize ve şeffaf bir şekilde ilerliyor. Ama biliyoruz ki, bu emeğin en görünür karşılığı futbolda alınacak sonuçlardır. Fenerbahçe taraftarı için başarı, her zaman önce sahada başlar. Bu yüzden, aynı düzeni ve aynı kararlılığı şimdi Futbol Takımımızda da tesis etmek zorundayız.
 
Göreve geldiğimiz ilk günden beri Futbol Takımımızın başarısı için iki ilkeye sarıldık: Baskı ne olursa olsun sakin kalmak ve doğru olanı, popüler olana tercih etmek. Her şeyden önce teşhisle başladık çünkü doğru teşhis olmadan doğru çözüm olmaz. Seçim süreci, kulübümüzün genelinde olduğu gibi Samandıra’da da derin bir belirsizlik yaratmıştı. Takımda ciddi bir belirsizlik ve kafa karışıklığı vardı; oyuncuların morali düşük, aidiyet duygusu sarsılmıştı.
 
Bunu uzaktan değil, bizzat sahada, oyuncularla konuşarak gördüm. O yüzden ilk gün itibarıyla şunu söyledim: ‘Bu takımın önce psikolojisini ayağa kaldırmamız gerekiyor.’ Hocalar değişti, beklentiler dalgalandı, oyuncuların zihni oyundan koptu. Maalesef motivasyon ve güven eksik olduğunda en iyi taktik bile işlemiyor. Teknik ekibimiz çalışkan, şeffaf ve oyuncu grubu nezdinde kredisi var. Ama altını çiziyorum: Güven ‘sonuç’la büyür, ‘bahane’yle küçülür.
 
Biz bu kulübü devralırken bahane üretmeyeceğimizi, mazeret arkasına sığınmayacağımızı söyledik. Bu nedenle, popüler görünen ani kararlar yerine istikrarı koruyup standardı yükseltmeyi tercih ettik.
 
BİZ, İSTİKRARI KORUMAYI VE TAKIMIN MORALİNİ, MOTİVASYONUNU AYAKTA TUTMAYI SEÇTİK
 
Örneğin, Tedesco’yu göndermek en kolayı olurdu. Kısa vadede bunu yapmak belki anlık bir rahatlama sağlayabilirdi ancak bu yaklaşım doğru bir karar olmazdı. Futbolcularda ‘gelen hoca gönderilir’ hissi yaratmak, takımın aidiyet duygusunu zayıflatır ve uzun vadede güveni sarsar. Biz, istikrarı korumayı ve takımın moralini, motivasyonunu ayakta tutmayı seçtik.
 
BEN BASKIYLA, TRİBÜN DUYGUSUYLA VEYA SOSYAL MEDYA RÜZGÂRIYLA KARAR VEREN BİR YÖNETİCİ DEĞİLİM
 
Taraftarlarımızın her görüşüne, beklentisine saygı duyuyorum. Ben de çevremdeki herkesi dinliyorum; farklı fikirleri, önerileri not ediyorum. Ama ben baskıyla, tribün duygusuyla veya sosyal medya rüzgârıyla karar veren bir yönetici değilim.
 
BİZİM HEDEFİMİZ, BUGÜN MANŞET OLMAK DEĞİL; KALICI BİR DÜZEN KURMAKTIR
 
Ben sahadaki gerçeğe, veriye ve takımın uzun vadeli çıkarına bakarım çünkü anlık kararlar kısa vadede alkış getirir ama uzun vadede istikrarı bozar. Bizim hedefimiz, bugün manşet olmak değil; kalıcı bir düzen kurmaktır.
 
BİZ ALKIŞA DEĞİL, SONUCA TALİBİZ
 
Bizim teknik ekibimizle ilgili yaklaşımımız nettir. Güveni kazanmış, çalışkan ve şeffaf bir ekiple yolumuza devam ederiz; başarı kriterlerimiz tutmadığında da karar almakta tereddüt etmeyiz. Hocamız ve ekibiyle hepimiz aynı masada, aynı hedefe odaklıyız. Biz alkışa değil, sonuca talibiz. Ancak artık tüm enerjimizi önümüze çevirmek zorundayız. Kısa vadede önceliğimiz, takımın fiziksel ve mental ritmini yeniden yakalaması.
 
İŞİN DUYGUSAL KISMINI DEĞİL, FİZİKSEL TEMELİNİ ONARIYORUZ ÇÜNKÜ SAĞLAM ZEMİN OLMADAN NE TAKTİK İŞLER, NE SİSTEM
 
Sezona ne yazık ki doğru bir antrenman programıyla başlanmamış. Bu bir suçlama değil, bir tespit. Çünkü yanlış analiz, doğru çözümü engeller. Oyuncuların fiziksel olarak eksik olduğu, yüklemelerin dengesiz yapıldığı, taktiksel uyumun oturmadığı çok açık. Biz bunu ‘mazeret’ olarak değil, sorunun kök nedenini anlamak için tespit ediyoruz.
 
Bir kulüp kendi gerçeğini ne kadar dürüst görürse, o kadar hızlı toparlanır. Şimdi biz de bunu yapıyoruz. Bilimsel verilerle, profesyonel planlamayla, sezonun geri kalanında bu farkı kapatacak bir programı devreye aldık. Yani işin duygusal kısmını değil, fiziksel temelini onarıyoruz çünkü sağlam zemin olmadan ne taktik işler, ne sistem.
 
Yeni hocamız da en az bizim kadar yeni. Takıma geldiğinde önünde çok yoğun bir fikstür vardı. Kadro değişimleri, seyahat temposu, moral dalgalanmaları derken süreci analiz edecek, takımı tanıyacak zamanı bile olmadı. Bu yüzden, yaşadığımız eksikleri bahane değil, tespitin bir parçası olarak görüyoruz.
 
Sezona fiziksel olarak yeterince hazırlanmamış bir takımla başlamak kolay değil ama şimdi elimizde bunu düzeltmek için çok kıymetli bir fırsat vardı; millî ara. Hem fiziksel hem zihinsel toparlanma için tam anlamıyla bir dönüm noktası oldu. Hocamız, teknik ekibiyle birlikte doğru yükleme planını kurdu; oyuncuların bireysel kondisyon takibi yapıldı.
 
Ertan Bey her gün Samandıra’da, ben de sık sık oyuncularla birebir görüşüyorum. Çünkü mesele yalnızca taktik değil, mesele ruhtur.
 
BU TAKIMIN YENİDEN AYAĞA KALKACAĞINA YÜREKTEN İNANIYORUM
 
Bir takımın kimyası sadece pas yüzdesiyle değil, birbirine olan inançla kurulur. O inanç şu anda yavaş yavaş oluşuyor. Ve ben bu takımın yeniden ayağa kalkacağına yürekten inanıyorum. Bu inancı korumak bazen zor kararlar almayı gerektirir. Biz de bu anlayışla iki oyuncumuz için kadro dışı kararı almak durumunda kaldık. Konunun detayına girmeyeceğim. Bu, bir kopuş değil; aksine doğru davranışın, doğru zamanda hatırlatılmasıdır. Onlar da bu ailenin bir parçası. Bu karar, bir ceza değil; takımın düzeninde bir hatırlatma mekanizmasıdır çünkü disiplin, bu camiada kimseyi dışlamak için değil, hepimizi aynı çizgide tutmak için vardır. O yüzden bu süreci geriye değil, ileriye dönük bir adım olarak görüyorum.
 
BİZ ARTIK ENERJİMİZİ İÇ TARTIŞMALARA DEĞİL, SAHAYA VERECEĞİZ
 
Takım içinde her şey konuşulur, çözülür; ama dışarıya sadece oyun, mücadele ve inanç yansır. Bu süreçte herkesin doğru refleksi göstereceğine, bu olayın da uzun vadede takımı olgunlaştıracağına inanıyorum. Biz artık enerjimizi iç tartışmalara değil, sahaya vereceğiz.
 
HOCAMIZ TEDESCO’YA VE OYUNCULARIMIZA GÜVENİYORUM. HERKES ARTIK KENDİ İŞİNE ODAKLANACAK
 
Ben buraya bir şeyleri yıkmak için değil, düzeltmek için geldim. Hocamız Tedesco’ya ve oyuncularımıza güveniyorum. Herkes artık kendi işine odaklanacak. Ben ve Yönetim Kurulu Üyesi arkadaşlarım bu takımın daha iyi olması için elimizden geleni yapacağız. Ocak ayında da gördüğümüz eksiklerimizi tamamlayacağız. Oyuncularımız da sahada 90 dakika boyunca sadece mücadele edecek, sadece oyuna odaklanacak. Biz yönetim olarak üzerimize düşeni yapacağız, onlar da sahada gerekeni yapacak.
 
TARAFTARLARIMIZDAN SABIR DEĞİL, DESTEK İSTİYORUM
 
Ben bu aşamada taraftarlarımızdan sabır değil, destek istiyorum çünkü bu mücadele yalnız verilemez. Biz sahada, siz tribünde; aynı hedef, aynı inanç için varız. Doğruyu birlikte savunur, aynı kararlılıkla yürürsek bu tablo çok kısa sürede değişecek.
 
ÖNCELİĞİMİZ; NAKİT AKIŞI DİSİPLİNİ, GİDER KONTROLÜ VE ŞEFFAF RAPORLAMADIR
 
Futbolda attığımız adımların kalıcı olabilmesi için mali yapımızın da aynı güçte olması gerekiyor. Göreve geldiğimiz günden bu yana kulübün tüm yükümlülükleri zamanında ve eksiksiz yerine getiriliyor. Önceliğimiz; nakit akışı disiplini, gider kontrolü ve şeffaf raporlamadır.
 
Seçim sürecinde ortaya atılan söylentiler, üyelerimizin, sporcularımızın ve çalışanlarımızın kafasında soru işaretleri bırakmış olabilir ama bugün, herkesin bilmesini isterim ki ben ve Yönetim Kurulu Üyesi arkadaşlarım tüm yükümlülüklerimizi eksiksiz olarak yerine getiriyoruz.
 
O YÜZDEN HİÇBİR BORÇ KALEMİ BİZİ KORKUTMUYOR, HİÇBİR YÜKÜMLÜLÜK BİZİ GERİ ADIM ATTIRMIYOR
 
Ben bu göreve mali tablolardan korkarak gelmedim. Biz Fenerbahçe’nin potansiyeline, üretme gücüne ve markasının değerine güveniyoruz. O yüzden hiçbir borç kalemi bizi korkutmuyor, hiçbir yükümlülük bizi geri adım attırmıyor. Bizim görevimiz, kulübümüzün gücünü artırmak. Kısacası merak etmeyin Fenerbahçe emin ellerde.
 
KULÜBÜMÜZÜN BİLGİSİ DIŞINDA, EL ALTINDAN YAPILMIŞ HERHANGİ BİR TAAHHÜT, GİZLİ ANLAŞMA VEYA ÖDEME KESİNLİKLE SÖZ KONUSU DEĞİLDİR
 
Ayrıca, futbolcularımızla ilgili sözleşmeler konusunda da camiamızı bilgilendirmek istiyorum. Eski yönetimi zan altında bırakan birtakım haberler ve algılar yapıldı, yapılıyor da. Bilinmesini isteriz ki, kulübümüzün bilgisi dışında, el altından yapılmış herhangi bir taahhüt, gizli anlaşma veya ödeme kesinlikle söz konusu değildir. Tüm sözleşmeler, şeffaf bir şekilde denetlenmekte ve onaylanmaktadır. Bizler, şeffaflık ve dürüstlük ilkelerimizden ödün vermeden, camiamızın güvenini her zaman önceliğimiz olarak korumaya devam edeceğiz.
 
BİZİM İÇİN İLETİŞİM, SADECE BİLGİ VERMEK DEĞİL; BİRLİKTE DÜŞÜNMEK, BİRLİKTE KARAR ALMAKTIR
 
Üyelerimiz ve derneklerimizle ilişkilerimiz de her zamankinden daha şeffaf, daha yapıcı ve sürekli bir diyalog ikliminde ilerleyecek. Bizim için iletişim, sadece bilgi vermek değil; birlikte düşünmek, birlikte karar almak demektir. Bu anlayışla, camiamızın görüş ve önerilerine her zaman açık olacağız.
 
Fenerbahçe, gücünü milyonlarca gönülden alır. O yüzden her üyemiz, her derneğimiz Fenerbahçe’nin yarınlarını inşa edeceğimiz bu yolculuğun ayrılmaz bir parçası olacak.
 
HAFTAYA CAMİAMIZLA İKİ YENİ SPONSORLUK HABERİNİ PAYLAŞMAYI HEYECANLA BEKLİYORUZ
 
Sponsorluklar konusunda sizlere heyecan verici bazı gelişmeleri paylaşmak istiyorum. Seçim döneminde de kulübümüzün sponsorluk çalışmalarını en iyi şekilde yönetmek üzere profesyonellerden oluşan özel bir komite kuracağımızı belirtmiştik. Önümüzdeki hafta camiamızla iki yeni sponsorluk haberini paylaşmayı heyecanla bekliyoruz.
 
Kulübümüzün geleceği için en doğru adımları atmaya devam edecek, Fenerbahçemizi daha güçlü ve daha prestijli bir konuma taşımaya kararlılıkla ilerleyeceğiz.
 
Futbolda ve mali alanda istikrar sağlamak kolay değil ama sürdürülebilir başarı için bundan kaçış yok. Biz bu istikrarı kurarken, mevcut yapının getirdiği bazı sınırlamaları da aşmak zorundayız.
 
HİÇBİR MADDE, HESABINI VEREMEYECEĞİMİZ BİR İÇERİĞE SAHİP DEĞİL.
 
Bildiğiniz gibi, 20–21 Eylül’de yapılan Olağanüstü Seçimli Genel Kurul’da, Yönetim Kuruluna verilmesi gereken bazı yetkiler onaylanmadı. Bu karar maalesef bizim elimizi ciddi anlamda bağladı. Kulübün gayrimenkullerini değerlendiremiyor, projelerini ilerletemiyor, bazı durumlarda en basit kiralama işlemlerini bile yapamıyoruz. Bu sadece büyük yatırımları değil, günlük işleyişi bile doğrudan etkiliyor. O günün atmosferini, yaşanan gerginliği ve üyelerimizin taşıdığı hassasiyeti çok iyi anlıyorum.
 
Bu yetkilerin kapsamı bazı üyelerimizde doğal olarak soru işaretleri yarattı. Aslında bu yetkiler, geçmişte neredeyse her yönetim döneminde rutin olarak alınan, kulübün işleyişi açısından gerekli yetkilerdir. Ancak o gün, maddelerin anlatım biçimi ve Genel Kurulun tansiyonu, bu güvenin tam olarak kurulmasına engel oldu.
 
Şimdi tüm yetki maddelerini, hiçbir yanlış anlamaya yer bırakmayacak şekilde, sınırlarını netleştirerek ve açık bir biçimde sizlerin onayına sunuyoruz. Hiçbir madde, hesabını veremeyeceğimiz bir içeriğe sahip değil.
 
Bu yetki talebi, kulübümüzün geleceğini ilgilendiren çok net ve somut alanları kapsıyor. Uzun vadeli finansal planlamadan, borç yönetimine; yeni gelir modellerinden altyapı ve tesis yatırımlarına kadar uzanan bir çerçeve bu. Amacımız, kulübün elini güçlendirmek, yatırımların önünü açmak ve projeleri sürdürülebilir hale getirmek.
 
Bunun en önemli adımlarından biri de Bankalar Birliği anlaşmasından çıkmak. Çünkü bu anlaşma, kulübümüzün hareket alanını kısıtlıyor ve ciddi bir faiz yükü yaratıyor. Biz bu yükten kurtulmak, Fenerbahçe’nin kaynaklarını yeniden kendi geleceğine yönlendirmek istiyoruz.
 
Bu projeler, işte tam da bu nedenle, kulübün özgürleşmesi için hayati önem taşıyor. Fenerbahçe’nin geleceğini ilgilendiren hiçbir konuda kapalı kapılar ardında kararlar alınması söz konusu değildir.
 
25 EKİM’DE YAPILACAK OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL’U SADECE BİR ‘YETKİ OYLAMASI’ OLARAK GÖRMEYİN
 
Bu kongreyi sadece bir ‘yetki oylaması’ olarak görmeyin. Bu toplantı, Fenerbahçe’nin geleceğini güvence altına alma kararlılığının ifadesidir. Ben bu konuda camiamıza sonuna kadar güveniyorum. 25 Ekim’de yapılacak Olağanüstü Genel Kurul’dan, bu ihtiyacın aksine bir karar çıkacağını hiç düşünmüyorum. Çünkü hepimiz biliyoruz ki; Fenerbahçe’nin önü, birlik ve akılla açılır. O yüzden tüm Kongre Üyelerimizi 25 Ekim Cumartesi günü Ülker Spor ve Etkinlik Salonu’na bekliyorum.
 
Her şeyin sözünü verdik, şimdi sıra sonucu almakta. Ve o sonucu getirecek olan şey, bizim aramızdaki birliktir.
 
Eğer aynı inançla, aynı hedefe yürürsek; Fenerbahçe’yi artık krizlerle değil, istikrarıyla anılan bir kulüp haline getireceğiz.
 
Sözlerime son verirken şunu söylemek istiyorum: Zor bir dönemde göreve geldik ama hiçbirimiz yani tüm Fenerbahçeliler zoru sevmekten vazgeçmedik. Fenerbahçe’nin önünü açmak için elimizden geleni yapıyoruz, yapacağız da. Ve bu yolun sonunda, hep birlikte başaracağımıza inanıyorum.
 
Destek veren, eleştiren, bu kulübün geleceği için kaygı duyan herkese teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız.
 
Haftaya cumartesi Ülker Spor ve Etkinlik Salonu’nda yeniden görüşmek üzere.”